Bir Otomatik Düşünce Biçimi: Ya Hep Ya Hiç tarzında düşünme

Bir Düşünce Hatası: Ya Hep Ya Hiç Düşünce Biçimi


Hazırlayan: Uzman Klinik Psikolog Rafi Balıkçı


Hep ya da hiç düşünme biçimi, deneyim ve yaşantıların siyah beyaz veya ikili bir perspektiften değerlendirilmesini ifade eder. Bu yaklaşım, bir şeyin ya tam anlamıyla başarılı olduğunu ya da tamamen başarısız olduğunu kabul etmeye dayanır; ara noktalar veya gri alanlar göz ardı edilir.


Gri, siyah ile beyazın iç içe geçtiği, tonların karışımından doğan bir renktir. Hayatın içindeki karmaşıklığı ve çeşitliliği temsil eder. Ya Hep Ya Hiç düşüncesinde, insanlar sıklıkla siyah veya beyazı seçmeye meyillidirler. Oysa gri, bu keskin ayrımın dışında, hayatın içindeki tonların farkına varmamızı sağlar.


Gri renk, Ya Hep Ya Hiç düşüncesinin sınırlarını genişletir; her şeyin sadece iki uçtan biri olmak zorunda olmadığını hatırlatır.

Dolayısıyla, hayatın resminde gri renk, esneklik, hoşgörü ve dengeyi simgeler. Siyah ve beyazın ötesinde, gri tonlar içinde dolaşmak, yaşamın gerçek zenginliğini keşfetmeye bir davettir. Unutulmamalıdır ki, bazen en güzel manzaralar, gri tonların içinde gizlidir.


Biraz da pratik örnekler üzerinden düşünelim.


Beş farklı senaryo ile Ya Hep Ya Hiç örnekleri:


Bir satış departmanı sorumlusu, departmanındaki bir proje üzerinde çalışırken sayılarla ilgili ufak bir hata yapar. Bu hata sonrasında kendini “Eğer mükemmel değilsem, başarısızım” düşüncesiyle sıkışmış bir şekilde bulur ve hatayı, tüm çalışmanın değersiz olduğu bir durum olarak algılar.


Bir HR müdürü, işinde oldukça başarılı olan bir çalışma arkadaşı tarafından yapılan davranışları ile ilgili küçük bir eleştiriye maruz kalır. Bu durumu “Beni eleştiriyorsa, sevmiyor demektir” şeklinde algılar ve sonraki ilişkileri üzerinde aşırı dramatik bir etki yaratır.


Veri analisti bir anne, kendi çocuğuyla ilgili bir durumu ele alırken, çocuğunun bir sınavda sadece bir soruyu yanlış yapmasını, çocuğunun genel başarısızlığı olarak görür ve bu durumla başa çıkarken aşırı stres yaşar.


İş arkadaşları ile gidilen bir partide proje yöneticisi olan bir kişi, bir diğer kişinin ilgisini çekmekte başarısız olunca, kendini tamamen reddedilmiş ve değersiz hisseder, bu durum sosyal yaşantısını ve grup dinamiklerini etkiler.


Orta ölçekli bir şirket sahibi, ailesiyle ilgili bir konuda bir hata yapar ve bu hatayı “Eğer mükemmel bir aile değilsem, başarısızım” düşüncesiyle ilişkilendirir, bu da aile yaşantısında gerilime neden olur.


Bu senaryolar, Ya Hep Ya Hiç düşünce biçiminin günlük yaşamda nasıl kendini gösterebileceğini açıklamak adına çeşitli perspektifler sunmaktadır. Mümkün olan en kısa sürede birey öz eleştiri yapmalı. Önemli bir psikolojik prensip olan: FARK ET, DÜŞÜN, KARAR VER, HAREKETE GEÇ prensibini hayatına uygulamalı.