Bir Düşünce Hatası: Geleceği Okuma veya Felaketleştirme
Hazırlayan: Uzman Klinik Psikolog Rafi Balıkçı
Geleceği okuma veya kehanetçilik, gelecekteki olayları öngörme eğilimini ifade eder. Bu düşünce tarzı, genellikle gerçek olmayan ve tahmin edilemeyen bir geleceği belirleme çabasına dayanır. Bu konsept, Felaketleştirme olarak adlandırılan bir başka düşünce özelliğiyle de benzerlik gösterir. Felaketleştirme, olası diğer sonuçları göz ardı ederek geleceği sürekli olarak olumsuz bir şekilde öngörmeyi içerir.
Bu düşünce biçimleri, kişinin gelecek hakkında gerçekçi olmayan ve olumsuz senaryolar oluşturmasına neden olabilir, bu da duygusal refahlarını olumsuz etkileyebilir. Geleceği okuma eğiliminde olan bireyler, genellikle mevcut belirsizliklerle başa çıkma ihtiyacından kaynaklanan bir güdü ile hareket ederler. Ancak, bu düşünce modeli zamanla kişinin motivasyonunu zayıflatabilir ve başarıya olan inancını sarsabilir. Bu düşünce biçiminde olmak, çoğunlukla anksiyete problemleri, obsesif düşüncelere ve kompulsif davranışlara neden olabilir. Yeme bozuklukları, iletişim problemleri, depresyon, bipolar bozukluk, kişilik bozuklukları gibi birçok psikolojik bozukluğun da temelini oluşturan felaketleştirme tehlikeli bir alışkanlıktır.
Gelin beraber bazı örnekler üzerinden Geleceği Felaketleştirmeyi inceleyelim.
Pazarlama yöneticisi, önemli bir iş toplantısına katılmadan önce sürekli olarak “Eğer mükemmel bir sunum yapamazsam, üst yönetim beni küçümser ve terfi alamam. Ailemi geçindiremeyeceğim” şeklinde düşünerek geleceği okuma eğilimindedir. Bu durum, iş yerindeki stresini artırır ve performansını olumsuz etkiler. (Bkz. Kendini Gerçekleştiren Kehanetler)
Satış departmanı sorumlusu, yeni bir müşteri projesi üzerinde çalışmaya başladığında sürekli olarak “Eğer bu proje başarısız olursa, iş arkadaşlarım beni beceriksiz olarak etiketler, bana bir daha güvenmeyecekler” düşüncesiyle felaketleştirme ve geleceği okuma eğilimindedir. Bu düşünce biçimi, yaratıcılığını ve motivasyonunu olumsuz etkiler.
Bir profesyonel, iş stresi ve yoğunluğu nedeniyle psikolojik destek almaya karar verdiğinde, sürekli olarak “Eğer başkaları öğrenirse, beni zayıf ve başarısız olarak görürler” düşüncesiyle geleceği okuma yapar. Bu durum, kişinin psikolojik yardım aramasını engeller.
Bir satış müdürü, ailesiyle geçirdiği zamanlarda sürekli olarak “Eğer işte başarılı olamazsam, ailem beni desteklemez ve hayal kırıklığına uğrarlar” düşüncesiyle geleceği okuma eğilimindedir. Bu durum, aile ilişkilerini olumsuz etkiler.
Bir pazarlama uzmanı, sosyal etkinliklere katılmadan önce sürekli olarak “Eğer insanlar beni beğenmezse, yalnız kalırım ve dışlanırım” düşüncesiyle geleceği okuma yapar. Bu düşünce biçimi, sosyal ilişkilerini sınırlar ve sosyal kaygıyı artırır.