Etiketleme

Hazırlayan: Uzman Klinik Psikolog Rafi Balıkçı

Etiketleme, genellikle bir kişinin kendisine veya başkalarına genelleyici etiketler yapıştırma eğilimini ifade eder. Bu, hata yapan bir kişinin kendisini “Ben aptalım” şeklinde etiketlemesi veya sınavda kötü not alan birinin kendini “başarısız” olarak tanımlaması gibi durumları içerir. Aynı şekilde, bir kişinin kendi davranışını eleştiren bir arkadaşı için “o nankör biri” gibi genelleyici etiketler kullanması da etiketleme örneklerindendir.

Bu tür genelleyici etiketler, genellikle gerçeklikten uzak, aşırı basitleştirilmiş ve kişinin kendisine veya başkalarına haksızlık yapabilecek değerlendirmelerdir. Bu etiketleme eğilimi, kişinin duygusal refahını olumsuz etkileyebilir ve sağlıklı iletişimi zorlaştırabilir. Bu nedenle, bireylerin kendilerini ve diğerlerini daha dengeli ve nesnel bir perspektiften değerlendirmeye yönlendirmek önemlidir.

Gelin bazı örnekler üzerinden etiketleme davranışını ve fark ettiğimizde nasıl çözümler üretmemiz gerektiği ile ilgili bazı örnekleri inceleyelim.

Doktor Ayşe, bir hastanede yoğun bir nöbet geçirdikten sonra bir hatasını büyük bir başarısızlık olarak etiketler. Ancak, kendisine hatanın bir öğrenme fırsatı olduğunu hatırlatarak, bu deneyimden profesyonel gelişim sağlar ve kendisini daha olumlu bir ışıkta değerlendirir.

Mehmet, bir iş gezisinden döndüğünde evdeki aile sorumluluklarını yerine getiremediğini düşünerek kendisini “başarısız bir baba” olarak etiketler. Ancak, eşine duygularını açarak iş ve aile yaşantısındaki zorlukları paylaşır. Birlikte kaliteli vakit geçirme çalışması yaparak, aile yaşantısını olumlu bir şekilde dengelemeye odaklanır.

Faruk, bir sosyal etkinlikte sakin ve içine kapanık olduğu için kendisini “sosyal becerisi zayıf” olarak etiketler. Ancak, bu durumu fırsata çevirerek sosyal becerilerini geliştirmek için bir kursa katılır. Kendisine daha fazla güven duymaya başlar ve etiketlemelerden kurtularak kendini daha özgür hisseder.

Ahmet, ilişkisinde bir tartışma sonrasında kendisini “duygusal olarak başarısız” olarak etiketler. Ancak, bu durumu çift terapisi ile ele alarak iletişim becerilerini artırır ve duygusal zekasını geliştirir. İlişkisi güçlenir ve Ahmet, duygusal zenginlikle ilişkilendirilen olumlu bir kimlik geliştirir.

Deniz, mali bir hata yaptıktan sonra kendisini “finansal olarak sorumsuz” olarak etiketler. Ancak, bir mali danışmanın yardımıyla bu durumu düzeltir ve finansal okuryazarlığını artırır. Bu deneyim, onun finansal yönetim becerilerini geliştirmesine ve kendi finansal geleceği üzerinde kontrol sahibi olmasına yardımcı olur.